2 Haziran 2010 Çarşamba

AVUCUNDAKİ KELEBEK..]


Zamanın birinde iki tane kız kardeş varmış,
NASIL akıllılarmış anlatamam.
Etrafındaki ve okuldaki tüm bilgi onlara yetmez olmuş.
Bir gün anneleri onları dağdaki bilge BİR adama götürmeye karar vermiş.
Kızlar, bilge adamla
Bir süre çok mutlu olmuşlar ama sonra sıkılmaya başlamışlar, "Bilgenin bilemeyeceği bir soru
bulmamız lazım" diye düşünmüşler
.........Kızlardan biri bir gün" Buldum! " diye sevinmiş."
İki elimin arasında bir kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım "
Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?
"Ölü" derse kelebeği bırakacağım. canlı derse avucumu hafifçe bastıracağım.
Her ne derse desin cevabı bilemeyecek.
Kızlardan birisi kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış.
(Şimdi lütfen siz de yapın. Avuçlarınız birbirine bakacak şekilde
ellerinizi birleştirin ve uzatın. Ben açın deyinceye kadar da açmayın).
Ve sormuş:
"Avucumun içinde bir kelebek var: canlı mı, ölü mü?
Bilge adam cevap vermeden önce uzun süre kızın gözlerine bakmış, bakmış ve cevaplamış:
"Senin elinde kızım. Senin elinde........." canlı kalması da senin elinde ölü olması da.....
Şimdi bakın hayatınıza ve mutluluğunuza..
Nerede mi?
Açın avucunuzu..
Sizin ellerinizde: Tam avucunuzun içinde .

Bir Portekiz atasözü der ki:
“Yaşadıkça yaşlanmazsınız, yaşamadıkça yaşlanırsınız.
--
*Kanat vardır doğan'ı sultana götürür, kanat vardır kuzgun'u leşe getirir...
*Bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak toprağa tohum atmak gibidir,,
*Tenini besleyip geliştirmeye bakma, çünkü o sonunda toprağa
verilecek bir kurbandir. Sen gönlünü beslemeye bak! Yücelere gidecek, şereflenecek odur. Hz.mevlana

1 yorum:

Chilek dedi ki...

Atasözlerinin hepsi birbirinden daha güzel:)

 
Hamaratdiva